|
||
Zehirli İğneler | ||
Zehirli İğneler | ||
AKTUALİTE Haberi | ||
![]() |
||
Çocuklarımız Deney Faresi Kabusunun Eşiğinde mi? Çocuklarımızın damarlarında dolaşan her damla, aslında önemli bir kabusun başlangıcı. 1950’lerde iki aşıyla başlayan süreç, bugün 18 yaşına gelmeden 250 farklı bakteri ve virüs suşuna ulaştı. Rakam, sadece istatistik değil, aynı zamanda gözümüzün önündeki ve sonrasındaki neslin geleceğine dair korkunç gösterge sanki.
Peki, bu denli hızlı ve kontrolsüz artışın ardında yatan gerçekler ne? Yoksa çocuklarımız, görünmez savaşın en masum kurbanları mı? Türkiye’nin de içinde bulunduğu coğrafyamızda, küresel oyunun gölgesi her geçen gün daha da uzuyor.
Doğal Kalkanlarımızın Çöküşü Yüce yaratıcının bize bahşettiği mükemmel bağışıklık sistemi, virüs ve bakterilere karşı ilk savunma hattımız olan mukozal zarlarda başlar. Burun, ağız ve gözlerimizdeki mukus, adeta sinek kağıdı gibi zararlı partikülleri yakalar. Ancak aşılar, doğal savunma mekanizmasını hiçe sayarak doğrudan kan dolaşımına karışıyor. Vücudun doğal dengesini altüst eden bu durum, özellikle gelişmekte olan çocuk bağışıklık sistemlerinde onarılmaz hasarlara yol açabilir.
Anne sütüyle geçen doğal bağışıklığın yerini, doğumdan hemen sonra yapılan Hepatit B aşısı gibi tartışmalı uygulamalar alması, sonrasında yaşanabilecek trajedinin en acımasız yüzü.
Kanser Hücreleri ve Karanlık Sırlar Perdesi Aşı üretiminde kullanılan kanser hücre hatları, Simian maymun kanser virüsü (SV40) veya insan hepatoma hücre hattı (HepG2) gibi örneklerle karşımıza çıkıyor. İlaç şirketleri, “ölümsüz” hücre hatlarını maliyet ve zaman tasarrufu için kullanıyor. Ancak bu durum, aşıların kansere neden olabileceği yönündeki iddiaları güçlendiriyor.
Polio aşısının geliştiricilerinin SV40 virüsünü bilmelerine rağmen üretime devam etmesi ve konuya dair kayıtların internetten bir anda silinmesi, buzdağının sadece görünen kısmı. SV40’ın ependimomlar, koroid pleksus tümörleri ve mezotelyomalar gibi insan tümörlerinde bulunması, karanlık sırrın ne denli derin ve tehlikeli sular olduğunu gözler önüne seriyor.
Siyasi İradenin Çifte Standardı ve Halkın Aldatılışı Her önemli karar, maliyet-fayda analiziyle şekillenirken aşılar söz konusu olduğunda, analiz siyasi çıkarların gölgesinde kalıyor. “Büyük İlaç Şirketleri” ve “Derin İlaç ve Aşı Lobileri”ne karşı çıkmanın getireceği riskler, başta siyasiler olmak üzere bürokrasinin gözünde her zaman faydadan daha ağır basmıştır. Halkın mRNA’lı Covid-19 isimli aşı adayı kimyasal sıvılarına ve kısıtlamalarına uyum sağlaması, kişisel fayda algısıyla açıklanırken, ardında yatan korku ve manipülasyon göz ardı edilemez. “Uzmanların” yanlış tahminlerinin (hatta ısrarcılıkları) sorgulanmaması, toplumsal hipnozun kanıtı niteliğinde.
Sürü Psikolojisi ve Liderlerin Suskunluğu: İhanet Hikayesi “Sürüye uymak”, “olumsuz sonuçlardan kaçınmak”, “mahalle baskısı” ve patron baskısı gibi psikolojik faktörler, kitlelerin aşı politikalarına neden kolay uyum sağladığını açıklıyor. Ancak durum, “bilim inkarcısı” veya “dezenformasyon yayıcısı” gibi etiketlerle susturulanların dramını da beraberinde getiriyor. Siyasi ve kurumsal liderler ise, kariyerlerini ve statülerini kaybetme riskini göze almamak için “yetkili anlatıya” uyum sağlamayı tercih ediyor. Dünyanın birçok yerindeki milyonlarca yöneticinin ve kilit liderin, rahat pozisyonlarını tehlikeye atmamak adına sessiz kalması, sistemin ne denli köklü olduğunu gösteriyor.
Türkiye’nin Kaderi: Küresel Oyunun Yerel Yansımaları Küresel oyunun Türkiye’ye yansımaları göz ardı edilemez. Kendi coğrafyamızda da benzer sessizlik ve uyum kültürü hakim. Halk sağlığı politikaları, aşı içerikleri gibi ve birçok konu şeffaflıktan uzak ve sorgulanamaz otoriteyle uygulanıyor. Eski aşıların içeriği, bundan sonraki mRNA’lı olarak güncellenecek aşıların uzun vadeli etkileri ve alternatif yaklaşımlar hakkında yeterli tartışma ortamı bulunmuyor. Milli güvenliğimiz ve gelecek nesillerimizin sağlığı açısından ciddi tehditler barındıran durum, her birimizin toplumsal sorumluluğudur.
Gizli Operasyonların Gölgesinde Gelecek Olmaz! Kamuoyunun aşılar hakkındaki görüşlerinin değişmesi, siyasi dönüşümün habercisi olabilir. Ancak değişim, kendiliğinden gerçekleşmeyecek. Karmaşık ve gizli operasyonel planların varlığı, sürecin ne denli çetin olacağını gösteriyor. Geçmişte Covid aşılarını yasaklama çağrısı yapan bununla da kalmayıp mRNA’lı aşılarında yasaklanması çağrısı yapan siyasiler ve aktivistler tarihin doğru tarafında yer aldıkları için halk tarafından takdir edilecek. Bu, sadece sıradan tahmin değil, aynı zamanda bundan sonraki süreç için önemli çağrı niteliğinde olup; tarih bundan sonrasını yazacaktır. Gerçeği arayanlar, karanlık perdenin ardındaki sırları ortaya çıkarmak için harekete geçmeli. Yoksa çocuklarımız, kimin deney faresine dönüşmeye devam edeceğini şimdiden tahmin edemeyiz?
Kaynak; OZAN MERT |
||
|
||
Etiketler: Zehirli, İğneler, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.